Duygusal Zeka Nedir?

Bireyler, mevcut zeka yelpazesinin en üstünde olmaları ve daha iyi düşünmeleri ve duygularını etkili bir şekilde ifade edebilmeleri bakımından benzersizdir. İnsan beyni, karmaşık bilgileri işlemek için dikkate değer bir dizi bilişsel beceriye sahiptir. Yıllar içinde geliştirilen insan zekası, daha önce tek basamaklı faktör olarak görülmekteydi. Ancak, Howard Gardner (1983), çoklu zeka teorisini ortaya atarak, insan zekasının, akıl yürütme, planlama, problem çözme, soyut düşünme, fikirleri anlama, dili kullanma, öğrenme ve benzeri yetenekler gibi birbirine bağlı ve iç içe geçmiş bir dizi yeteneği kapsadığını keşfetmiştir. Sonuç olarak, bireyler beyninin farklı bölümlerinde yer alan çoklu zekalara sahiptir. Howard Gardner bu zekaları mantıksal, dilsel, mekansal, müziksel, kinestetik, kişilerarası ve içsel zeka olmak üzere yedi farklı bileşene ayırmıştır. Böylece Howard Gardner, duygusal zekanın hem kişilerarası hem de içsel zeka ile yakından ilişkili olduğunu ifade etmektedir. Temel olarak duygusal zekanın, duygular ve düşünme süreci, yani “düşünme hakkında hissetme” ve “duygu hakkında düşünme” arasında karşılıklı bağlantısı bulunmaktadır.

İnsan beyninin fizyolojisi ve anatomisi, sadece işleyişini ve yapısını anlamamızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda insanın üçlü bir beyne sahip olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmaktadır. “Üçlü beyin” teorisi, ABD’li sinirbilimci ve duygusal zeka öncüsü Paul Donald MacLean (1990) tarafından insan beyninin evrimini ve rasyonel insan davranışını açıklamak için tasarlanmıştır. Üçlü beynimiz bir değil üç beyinden oluşur: neokorteks (düşünen beyin), orta beyin (duygusal beyin) ve sürüngen beyin sapı.

Neokorteks (düşünen beyin), yüksek memelilerin beyninde bulunur ve üst düzey düşünme becerileri, akıl, konuşma ve zekadan sorumludur. Paul Donald MacLean, beynin duygu merkezini hipokampus, hipotalamus ve amigdaladan oluşan limbik sistem olarak adlandırmıştır. Limbik sistem, duyguların ve içgüdülerin kaynağıdır (örneğin, beslenme, dövüşme, kaçma ve cinsel davranış). Beynin bu kısmı hafif elektrik akımı gibi uyarıldığında duygular üretilir. “Sürüngen beyin” ise, esas olarak doğrudan uyaranlara tepki gösterir ve kasları, dengeyi ve otonomik işlevleri (örneğin nefes alma ve kalp atışı) kontrol etmektedir.

Beyin bilimindeki son gelişmeler, hem duygusal (duygu) hem de düşünen (mantıksal) beyinlerin, ayrı ayrı yerleştirilmiş olmalarına rağmen, tamamen iç içe oldukları gerçeğini ortaya koymaktadır (Sparrow ve Knight, 2006). Limbik sistem tamamen kendi başına işlev göremez ve duyguları işlemek için neokorteks ile etkileşime girmesi gerekir. Duygusal zekanın her birey için günlük yaşamda bu kadar önemli olmasının doğal nedeni budur. Duygusal zeka, algılama (duyguları algılama ve tanımlama), asimilasyon (duyguları düşünce süreçlerine entegre etme), anlama (kendinin ve başkalarının duygularını anlama) ve yönetme (duyguları yönetme) gibi farklı zihinsel süreçler aracılığıyla çalışır.

Duygusal zekanın genel zekadan daha iyi bir mükemmellik tahmincisi olduğuna inanılmakta ve Daniel Goleman‘ın çıkarımına (2006) dayanarak hayattaki başarının %80‘ine katkı sağladığı tahmin edilmektedir. Yetenek olarak görülen duygusal zeka, üzerine yapılan mevcut araştırmalar, duygusal davranış problemlerinde azalma oranları gibi önemli sonuçları tahmin etmede bir miktar kullanımının olabileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle, başkalarındaki duyguları algılama ve anlama yeteneği, duygusal zekanın önemli bir bileşeni olduğundan, duygusal zekası yüksek olan kişilerin empati deneyimleme konusunda daha fazla yeteneği olmaktadır. Daha geniş bir ifadeyle duygusal zeka; öz-duygusal yönetim, insan potansiyelinin gelişimi, evde ve işte ilişki yönetimi, ekip çalışması, etkili liderlik, iş performansı, organizasyonel gelişim, yaratıcılık ve yenilikçilik, eğitimsel gelişim, stres azaltma gibi konular üzerinde etkisi bulunmaktadır.

 

KAYNAKÇA

Gardner, H. (1983). Frames of mind: The theory of multiple intelligences. New York, NY: Basic Books.

Goleman, D. (2006). Social intelligence: The new science of social relationships. New York, NY: Bantam Books.

MacLean, P.D. (1990). The triune brain in evolution: Role in paleocerebral functions. New York, NY: Plenum Press.

Sparrow, T., & Knight, A. (2006). Applied emotional intelligence. Chichester: Wiley.

Yorum Bırakın:

E-Posta adresiniz 3. şahıslar ile paylaşılmaz. İletişim için tüm alanlar zorunludur.